Diyarbakır Cezaevi ‘Kültür ve Hafıza Müzesi’ oluyor
Şehmus EDİS (MARDİN İGFA)
Netanyahu hükümetinin Filistinlilerin temel hak ve özgürlüklerinin ilerlemesini garanti altına alan İbrahim anlaşmasına dikkat çeken AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Komitesi (MKYK) üyesi Orhan Miroğlu, bu anlaşmanın olumlu etkileri olabileceğini düşünerek hem Filistinliler hem de İsrailliler açısından olumlu sonuçlar doğurabileceğini söyledi. birdenbire böyle bir kavramın içine dahil oluyorlar. Gözaltına alındığını belirten Miroğlu, Diyarbakır Cezaevi’nin Kültür ve Hafıza Müzesi’ne dönüştürüleceğini söyledi.
‘Dünya öngörülebilir olmaktan çıktı’
Miroğlu, “Maalesef öyle bir dünya ki; Çok kaotik ve gerçekten öngörülemez bir dünya var. Konu Filistin meselesine gelince herkes Vietnam, birinci ve ikinci intifada gibi süreçlerin çok geride kaldığını düşünüyordu. Yeryüzünde bir daha asla başka bir Vietnam ya da Cezayir olmayacağını söyledik. Etnik öfke nedeniyle bir halkın kendi topraklarında dakika dakika, her dakika, her saat ölüme ve gerçek katliamlara sürüklendiği durumları yaşamayacağımızı düşündük. Hamas’ın İsrail’e saldırmasından kısa bir süre önce dünya ‘İbrahim Anlaşması’nı konuşuyordu. Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn’in İsrail ile yaptığı anlaşma ve bu anlaşma sonucunda Suudi Arabistan’ın da bu sürece katılacak olması başta İsrail ve Mısır olmak üzere bölgesel politikalarımızı ve Suudi Arabistan’ın da dahil olduğu bölgeyi de etkilemiştir. son 10 yılda. Siyaseti dışarıdan muazzam bir değişime uğradı. “Diyalog arayışı içinde olduğumuz bir süreçten kopuşa, ayrılığa ve büyük bir bölünmeye, dine dayalı bir bölünmeye, siyasete dayalı bir bölünmeye, milletlerin sınırlarına ilişkin kaygı ve endişelerin, sınırlara göre çizildiği bir bölünme duygusuna kadar. coğrafi kökenler büyüdü, bir anda dünyaya hakim oldu.” söz konusu.
‘FİLİSTİN’DE İNSANLAR ÖLDÜRÜLÜYOR’
Gazze’de ölenleri rahmetle andıklarını belirten Miroğlu, “Biz de bundan dolayı çok üzgünüz: Sadece rahmetle anarak geçen bu huzursuzluk dönemi ne yazık ki bizi sevindirmiyor. Yani hepimiz ‘Gazze’de ölen çocuklar için ne yapabiliriz?’ diye soruyoruz. Soru akla geliyor. Uyanıyoruz 1-2 tweet atıyoruz, haberlere bakıyoruz, kimimiz muhtemelen gözyaşı döküyor, kimimiz ağlıyor, kimimiz dua edip dua ediyor. Ancak ne yazık ki hayatın kendisi bu hoş geleneklere göre işlemiyor. “Çünkü Filistin’de insanlar katledilmeye devam ediyor” dedi.
‘HAMAS VE İSRAİL BİRBİRLERİNİN İDEAL DÜŞMANI OLDU’
Hamas olarak bilinen 36 yıllık bir hareketin bulunduğunu ve Hamas’ın Filistin kurtuluş hareketi içindeki bölünmenin bir sonucu olarak doğduğunu belirten Miroğlu, Hamas’ın bir geçmişi ve geçmişi olduğunu söyledi. Miroğlu, “Şiddete karşı da bir kamuoyu var. Ama şu bir gerçek ki; Ne yazık ki son 100 yıla baktığımızda Ortadoğu’da jeopolitik ve devletlerin uyguladığı stratejiler, İsrail’in kurulduğu 1948’den bu yana hep ideal düşmanlar üzerine kurulu. Türkler ve Kürtler ideal düşman olarak görecekler ve o ideal düşmanlar da kendilerine ideal bir düşman yaratıyor ve bu süreç bunaltıcı bir şekilde devam ediyor. Elbette Hamas İsrail’in ideal düşmanı haline geldi ve İsrail de Hamas’ın ve Filistin hareketinin ideal düşmanı oldu.” dedi.
‘İKİ TOPLUM KAN, GÖZYAŞINA RAĞMEN BİR ARADA YAŞAYABİLİR Mİ?’
Miroğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Bunca kana, gözyaşına rağmen bu iki toplum (Filistin-İsrail) yeniden bir arada yaşayabilir mi? Eğer yaşarsan nasıl yaşayacaksın? Bu bakımdan İbrahim’in anlaşmasının değeri son derece büyüktür. Çünkü İbrahim Mutabakatı, İsrail vatandaşı olan Filistinlilerin ve bugünkü Netanyahu hükümetinin temel hak ve özgürlüklerinde ilerlemeyi güvence altına alıyordu. Ne yazık ki, belki de bu anlaşmanın olumlu etkileri olabileceği düşüncesiyle hem Filistinliler hem de İsrailliler birdenbire tek bir kavramın içine dahil oldular.”
‘DİYARBAKIR CEZAEVİNİ KÜLTÜR VE HAFIZA MÜZESİ YAPIYORUZ’
Miroğlu, “Sinema sektörüne giriyorum. Diyarbakır Cezaevi’ni Kültür ve Hafıza Müzesi’ne dönüştürüyoruz. İnşallah kitabımız bu hafta ‘Posta Kutusu 213 Diyarbakır’ adıyla yeniden yayınlanacak. 4 Kasım’da İstanbul TÜYAP’ta imza töreni gerçekleştireceğiz. Yine Diyarbakır anneleriyle ilgili bir kitabımız var, bitmek üzere. Bir belgeseli tamamladık, şimdi onu uluslararası sinema festivallerine hazırlıyoruz. İnşallah 2024 yılında Mardin’de prömiyerini yapıp sizlerle birlikte izleyeceğiz.